Cep telefonları çıktığından beri günümüze kadar telefonun kansere sebep olduğunu söyleriz. Bilim adamlarınca kanser riski var mıdır? Bir araştırma ajansı tarafından dünyanın en büyük ve en maliyetli denemesi yapan uzmanların nihai sonuçlarını yayınladı. Çalışma Clinton yönetiminden kaynaklandı, 30 milyon dolara mal oldu ve yaklaşık 3.000 deney faresi üzerinde denendi.
National Toxicology Program – Ulusal Toksikoloji Programı tarafından yapılan deney, bazı cep telefonu tiplerinden gelen radyo dalgalarının, erkek farelerde beyin kanseri oluşturacağı riskini artırabileceğine dair pozitif ancak nispeten az bir kanıt buldu.
Ulusal Toksikoloji Programında kıdemli bir bilim insanı olan John Bucher yaptığı açıklamada, “Erkek farelerde radyo frekansı radyasyon ve tümörler arasındaki bağlantının gerçek olduğuna inanıyoruz” dedi.
Radyasyona maruz kalma sürelerinin insanların tipik olarak karşılaştıkları orandan çok daha büyük olduğu ve bu nedenle “insanların yaşadığı maruziyetle doğrudan karşılaştırılamayacağı” konusunda uyardı. İnsanlarda daha farklı reaksiyon olabileceği konusunu da belirttiler. Cep telefonu teknolojisi, yıllar önce kullanılmaya başlandı. Bu nedenle, çalışmadan kaynaklanan kaygılar, esas olarak, mevcut modelleri kullanan kullanıcılara değil, bu cihazları kullanan eski kullanıcıları değerlendirmek gerekir. Eski modellerle ve yeni modeller arasında farklılıklar var. Yen teknolojiler insanları daha az etkileyen modellerdir. Ayrıca eskiden kullanılan frekanslar insanları daha fala etkileyen sinyallerdir.
Yine de, uzmanlar, milyarlarca insanın artık cep telefonu kullandığı düşünüldüğünde, kanser riskinde küçük bir artışın bile büyük etkileri olabileceğini iddia ediyorlar.
Federal çalışmadaki en düşük radyasyon düzeyi, federal düzenlemelerin cep telefonu kullanıcıları için izin verdiği maksimum riske eşittir. Toksikoloji ajansı, söz konusu maruz kalma düzeyinin normal cep telefonu kullanımında oluştuğunu belirtti.
Toksikoloji programı, Mayıs 2016’da, radyasyonun beyin tümörlerinin “büyük olasılıkla” neden olduğunu söyleyerek, çalışma bulgularının ön taslağını yayınladı.
Bununla birlikte, Mart ayında, endüstri ve akademi uzmanlarından 11 kişilik bir hakem heyeti, ajansa, erkeklerde cep telefonu radyasyonu ve beyin tümörleri arasındaki bir bağlantının “iki taraflı kanıt” dan “bazı kanıtlara” güven düzeyini yükseltmesi gerektiği tavsiyesinde bulundu. Dişi fareler radyasyon ve bu tür tümörler arasındaki bağlantıya dair bir kanıt göstermemiştir.
Uzmanlar, kanser modellerinin, hem insanlarda hem de hayvanlarda cinsiyetler arasında değişmesinin olağan dışı olmadığını söylüyor.
Çalışmalardaki fareler, iki yıl boyunca günde dokuz saat radyasyona maruz kalıyordu. Ağır cep telefonu kullanıcılarından daha uzun bir süre. Farelere, radyasyona bırakılma süreci doğmadan önce başladı ve yaklaşık 2 yaşına kadar devam etti.
Radyasyona maruz kalan erkek farelerin yaklaşık yüzde 2 ile 3’ü, radyasyon almayan bir kontrol grubundakilerle karşılaştırıldığında, ölümcül bir beyin kanseri olan habis gliomalar geliştirdi.
Çalışma ayrıca, en yüksek radyasyon seviyesine maruz kalan erkek farelerin yaklaşık yüzde 5 ile 7’sinin, kontrol grubundakilere kıyasla malign schwannoma adı verilen bazı kalp tümörlerini geliştirdiğini de bulmuştur. Malign schwannomlar, akustik nöromlara, insanlarda gelişebilen benign tümörlere, kulağa beyni bağlayan sinire benzer.
Fareler, çalışmanın ilk olarak tasarlandığı 1990’larda hakim olan ikinci nesil cep telefonu tiplerinin tipik 900 mikroahert bir frekansta radyasyona maruz bırakıldı.
Güncel cep telefonları, 4G olarak bilinen bir dördüncü nesli temsil ediyor ve 5G telefonlarının 2020 civarında çıkması bekleniyor. Bilim adamları, bu modellerin daha yüksek frekanslar kullandıklarını ve bu radyo dalgalarının insanların ve farlerin vücutlarına nüfuz etmede çok daha az başarılı olduklarını söylüyorlar.
Kendi cep telefonu kullanımından bahsetmiş olan Dr. Bucher, hiç bir zaman ağır bir kullanıcı olmadığını, ancak çalışmanın ışığında, kullanımının “biraz daha bilinçli” olduğunu söyledi. Uzun görüşmelerde, tüketicilerin maruz kalmalarını nasıl azaltacağına dair tavsiyelerde bulunarak, cep telefonu ile vücudu arasındaki “mesafeyi artırmanın” başka yollarını bulmaya çalıştıklarını söyledi.
Bir yorum bırakınız...