Sosyoloji alanında ilk çalışmaları yapan İbn-i Haldun’dur fakat kurucusu 19.yüzyıl sosyologlarından olan Auguste Comte’dir.
Kelime anlamı ile toplum bilimi anlamına gelen sosyoloji, toplumun reflekslerini yorumlayan ve bilimsel veriler ışığında toplumu analiz eden bilim dalıdır. Analizler sistematik bir şekilde ve bilimsel ilkelerden taviz verilmeyecek bir şekilde yapılır.
Her bilimde olduğu gibi sosyolojide de çeşitli yöntem teknikler ve yaklaşımlar vardır. Toplumu anlama yolundaki yaklaşımlara baktığımızda 3 ana yaklaşımı görürüz.
Sosyolojide Kullanılan 3 Yöntem
Bunlardan birincisi; Durkheim’in öğretilerini içeren Yapısal İşlevselci yaklaşımdır. Bu yaklaşımda toplum bütün bir sistem olarak görülür ve işleyişin bozulmamasına dikkat edilir. Bireyden ziyade toplum ön plandadır.
İkincisi Marx’ın öğretilerini içeren Çatışmacı yaklaşımdır.Bu yaklaşımda daha çok toplumdaki eşitsizlik durumu incelenir ve sürekli çatışma aranır.
Son olarak da G.H. Mead’ın öğretilerini içeren Sembolik Etkileşimci yaklaşımdır. Buna göre de bireylerin günlük yaşamında yaptığı eylemlere anlamlar yüklenir ve bu bağlamda analiz yapılmaya çalışılır.
Bu yaklaşımlar çerçevesinde toplum analiz edilmeye çalışılmaktadır ve geleceğe dönük tahminler yapılmaya çalışılmaktadır.
Sosyolojinin İlgi Alanları Nedir?
Yoksulluk,aile,kent,siyaset,göç konuları ve gündelik hayatta karşılaştığınız bir çok konu sosyolojinin çatısı altındadır. Sosyoloji bu konular üzerinde çalışıp analiz etmeye çalışırken aynı zamanda da bu konular hakkında olan sorunlara çözüm bulmaya çalışır. Dolayısıyla nerede insan varsa orada sosyoloji vardır.
Sosyoloji bölümüne baktığımız da ise puanları orta seviyededir ve birçok üniversitede vardır. Buna bağlı olarak da çok mezunu olduğu için ve devlet kadrolarına sosyolog alımı az olduğu için işsizlik oranı bi hayli fazladır. Fakat bu kadar sorunun olduğu bir ülke de neden bu kadar az sosyolog var hala merak konusudur.
Sosyolog kimdir?
Yukarıda bahsedilen analizleri yapan, sosyal çalışmacıya ‘’Sosyolog’’ denir.
Bir yorum bırakınız...