İnsanlar bazen yanlış davranış ve sözlerle arkadaşlarını, dostlarını elde olmayan nedenlerle kırabilir ve üzebilir. Bu kırgınlıklar uzadığı zaman dostluklar arkadaşlıklar kopma noktasına gelir. Bu komaları önlemenin en iyi başlangıcı ve çözüm noktası her ne olursa olsun özür dilemektir.
Gerçekten özür dilemeyi biliyor muyuz?
Bazı durumlarda, “Üzgünüm” demek yeterli olmuyor. Ortamı yumuşatmak ve durumu daha iyi hale getirmek yerine, daha fazla soruna yol açabiliyor. Özür dilememize rağmen neden halen ortamın yumuşamadığını merak ederiz.
Özür dilerken çoğumuz istemeden de olsa hata yapıyoruz. İşte bu hatalara ilişkin bazı başlıklar;
“Ama”
Özür dilerken en çok yapılan hatalardan biri de “ama, fakat” gibi bağlaçları kullanarak özrümüzden sonra olumsuz bir söylemle cümleyi bitirmektir. “Üzgünüm, fakat bu senin hatan” dendiğinde karşınızdaki kişinin, duyacağı şey “üzgünüm” değil, “bu senin hatan” olacaktır. Özür dilerken en iyi tavsiye, özür dileme konusuna odaklanmaktır. İllaki bir sorgulama yapacaksanız kırgınlıklar bitsin ve bu işi çok sonraya bırakın.
Altın kural
Karşılıklılık normunun ne olduğunu biliyor musun? Kendinize yapılanın aynısı başkalarına yapılmasıdır. Örneğin, Biri size bir posta kartı gönderdiyse veya doğum gününüzde mesaj gönderdiyse, aynı şeyi yapmanız gerekir. Çoğu zaman, bir özür dilemenin sorunsuz bitmesini istiyorsanız, aynı fikri uygulamanız gerekir. Özür dilemede, her iki taraf da özür dilemelidir. Sizden özür dilendiğinde her ne olursa olsun sizde özür dileyin.
Samimiyet
Genelde insanlar “Özür dilerim” cümlesini söyleyerek özrün gerçekleştiğini düşünür. Özrü dilerken samimi olduğunuzu karşı tarafa hissettirmelisiniz. İnsanlar, bir birlerine karşı samimi olunup olunmadığını anlar. Samimi olmayan özür, işleri daha çok yokuşa sürükler.
Empati
Özür dilemeniz, sizin suçlu olduğunuz anlamına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir. Karşı tarafın da ne hissettiğini de düşünün. Özür dilerken “Bunun sana nasıl hissettirdiğini tahmin edebiliyorum” veya “bu durumun senin için iyi olmadığını anlıyorum” gibi cümleler karşı taraftaki kişinin hislerini düşündüğünüzü ve gerçekten öfkenin yatıştırılmasına yardımcı olabilecek empati gösterme yeteneğine sahip olduğunuzu gösterecektir.
Zaman Tanıyın
Özür diledikten sonra karşınızdaki kişiye söyleyeceklerinizi söyleyip gitmeyin. Onun da size söylemek istediklerini dinlemek için zaman verin. ‘Üzgünüm’ deyin ve karşınızdaki kişiye yanıt vermek için yeterli zaman tanıyın. Aktif dinleyici olun ve söyleyeceklerini dikkate alın. Bunu yaptığınızda, uğraşmakta olduğunuz gerçek sorunları anlayabilir ve cevaplayabilirsiniz. Karşınızdaki kişiyi özrünüzü kabul etmeye teşvik edecek ve onu samimi olarak göreceksiniz.
Sonuç
Özür dilemek hayatın bir gerçeğidir. Kimse mükemmel değildir. Yanlış bir şey yapmadığımızda özür dilemek iyi bir fikirdir. Karşı tarafın çok kızgın olduğu bir durumda yapılacak en iyi şey karşı tarafa yararlı bir özür; “üzgünüm bu şekilde hissediyorum” demektir. İlk iletişim çok önemlidir. Hiç bir iletişim kurulmadığı takdirde kırgınlığa sebep olan konu her iki tarafın kafasında daha da büyür ve olduğundan daha bir farklı hal alır. Bu nedenle özür dileyerek ilk teması siz kurabilirsiniz. Bu, empati gösterir ve karşı tarafın öfkesini ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Sorunu oturup konuşarak çözme fırsatı doğar. Bu tür durumlarda; insanlar bir birlerini daha iyi tanıma fırsatı bulurlar ve daha iyi tanırlar.
Bir yorum bırakınız...